CILT VIII
MİMARİ
İÇİNDEKİLER
KISALTMALAR
9
MİMARİ
XVI-XVII. YÜZYIL OSMANLI MİMARİSİ
XVIII-XIX. YÜZYIL OSMANLI MİMARİSİ
HALİL İBRAHİM DÜZENLİ
GİRİŞ
17
HALİL İBRAHİM DÜZENLİ
XVI-XVII. YÜZYIL İSTANBUL MİMARİSİ
176
UĞUR TANYELİ
İSTANBUL MİMARİSİNDE RADİKAL
DEĞİŞİM EVRESİ: XVIII VE XIX. YÜZYILLAR
312
BİZANS MİMARİSİ
MUSTAFA BİLGE
SULTANAHMET CAMİİ VE KÜLLİYESİ'NİN
AÇILIŞ MERASİMİ
231
HALUK ÇETİNKAYA
İSTANBUL’UN BİZANS DÖNEMİ MİMARİSİ
24
ESRA GÜZEL ERDOĞAN
MERYEM ANA (THEOTOKOS)
KONSTANTİNOS LİPS MANASTIRI KİLİSESİ
(FENARÎ İSA CAMİİ)
57
HALUK ÇETİNKAYA
AYASOFYA
68
ERKEN DÖNEM OSMANLI MİMARİSİ
TURAN AÇIK
HALİL İBRAHİM DÜZENLİ
XVI-XVII. YÜZYIL İSTANBUL EVLERİNE
DAİR
244
HALİL İBRAHİM DÜZENLİ
TURAN AÇIK
ERKEN XVII. YÜZYILDA BİR İSTANBUL
EVİNİN KEŞFİ: BOYUT VE MALİYET
249
TURAN AÇIK
HALİL İBRAHİM DÜZENLİ
XVII. YÜZYIL SONU İSTANBUL'UNDAN
BİR MENZİL / KONAK İKİ EV
257
NAMIK ERKAL
İSTANBUL ERKEN DÖNEM OSMANLI
MİMARİSİ
80
ÖMER İSKENDER TULUK
İSTANBUL’UN MİMARI SİNAN
264
NICOLE KANÇAL-FERRARI
TOPKAPI SARAYI
140
ÖMER İSKENDER TULUK
SİNAN DÖNEMİ İSTANBUL YAPITLARI
270
EMRE CAN YILMAZ
FETİH VE SONRASINDA İSTANBUL'DA
BARINMA KÜLTÜRÜ
152
YAVUZ SEZER
SÜLEYMANİYE CAMİİ VE KÜLLİYESİ
278
EMRE CAN YILMAZ
VAKFİYELERDE BETİMLENEN
SİVİL MİMARLIK BİRİMLERİ SÖZLÜĞÜ
155
GÜLSÜN TANYELİ
İSTANBUL YAPI TEKNOLOJİSİ
290
BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ
6
İÇİNDEKİLER
MEHTAP SERİM
İSTANBUL BAROKU
317
HATİCE GÖKÇEN ÖZKAYA
XVIII. YÜZYIL İSTANBUL EVLERİ
368
FATİH BOZKURT
İSTANBUL EVLERİNİN İÇİ
382
AFİFE BATUR
XIX. YÜZYIL İSTANBUL'UNDA İKİ SARAY
390
OSMANLI İSTANBUL'UNUN
YAPI BAZINDA MİRASI
M. BAHA TANMAN
İSTANBUL TEKKELERİ
410
HALİL İBRAHİM DÜZENLİ
İSTANBUL TÜRBELERİ
428
ALİDOST ERTUĞRUL
İSTANBUL HAMAMLARI VE MİMARİSİ
450
NUR URFALIOĞLU
İSTANBUL'UN ÇEŞME VE SEBİLLERİ
468
OSMANLI'DAN CUMHURİYET'E
PLANLAMA
ALİDOST ERTUĞRUL
İSTANBUL TAMİRAT VE RESTORASYON
TARİHİ
484
F. CÂNÂ BİRSEL
GEÇ OSMANLI DÖNEMİNDEN
CUMHURİYET’E ÇAĞDAŞ ŞEHİR
DÜŞÜNCESİ VE
İSTANBUL PLANLAMASI
496
MURAT GÜL
MENDERES DÖNEMİ İSTANBUL'UNDA
İMAR HAREKETLERİ VE ARKA PLANI
536
CUMHURİYET DÖNEMİ MİMARİSİ
ELVAN ALTAN ERGUT
İPEK YADA AKPINAR
ZAFER AKAY
CUMHURİYET DÖNEMİNDE İSTANBUL'DA
MİMARLIK
558
CELALEDDİN ÇELİK
İSTANBUL'UN YAKIN TARİHİNDE
MİMARİDE GELENEKLE BAĞ KURMA
ARAYIŞLARI
598
BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ
7
İÇİNDEKİLER
MİMARİ
BÖLÜM EDİTÖRÜ
HALİL İBRAHİM DÜZENLİ
Osman lı
İstan bu l’ u n u n
Yapı Ba zın da
M İ r ası
İSTANBUL TÜRBELERİ
HALİL İBRAHİM DÜZENLİ*
İ
slam coğrafyasının ve de Osmanlı’nın türbeler1*
bakımından en yoğun şehirlerinden olan İstanbul’un
bugünden bakıldığında elde olan türbe bakiyesi, hem
kent mekânının oluşumu hem de mimari nitelikler
bağlamında hususiyet arz etmektedir. İstanbul’un Bizans
şehrinden İslam şehrine dönüşümünde, kent mekânını
anlamlandırma, yeniden kurgulama sürecinde Eyüp Sultan
Türbesi (1458) ve onun kurucu anlatısıyla başlatılabilecek
türbe mimarisi geleneği, son Osmanlı padişahlarından
V. Mehmed Reşad’ın (1909-1918) yine Eyüp’te inşa edilen
müstakil türbesi ve mimarisi ile “simgesel bir son”
bulmaktadır. Yaklaşık 460 sene boyunca 1.000’li rakamlarla
ifade edilebilecek türbe/kabir/makam biriktiren İstanbul,
türbeleri bağlamında ilgiyi ziyadesiyle hak etmektedir.
ise 120 olarak belirtilmektedir.2 İstanbul Türbeler Müze
Müdürlüğü’ne bağlı 120 türbenin toplumsal sınıflara göre
tasnifi ve sayılar şu şekilde verilmektedir: padişah türbeleri
(10 adet), valide sultan türbeleri (12 adet), şehzade-hanım
sultan türbeleri (11 adet), vezir türbeleri (29 adet), seyfiye
sınıfı-askerî zümre türbeleri (10 adet), ilmiye-ulema sınıfı
türbeleri (4 adet), kalemiye sınıfı türbeleri (6 adet), saray
görevlileri türbeleri (7 adet), sahabe-i kiram türbeleri (5
adet), evliya-veli-şeyh türbeleri (22 adet), sivil zatlar (4
adet).3
Gülsün Tanyeli ise sayı olarak kapsamın
genişletildiği ve mimari açıdan türbe binası olarak
incelemeye tâbi tutulabilecek yapıları dâhil ettiği
çalışmasında farklı bir tasnife gitmiştir. 176 adet
İstanbul türbesini içinde metfun olanların statüsüne
göre şöyle sıralamıştır: sultan türbeleri (15 adet),
saraylı kadınlar türbeleri (22 adet), şehzade türbeleri
(5 adet), sadrazam türbeleri (28 adet), dinsel
bürokrat (şeyhülislam, kadı, müftü vb.) türbeleri
TÜRBE ÇEŞİTLERİ VE SINIFLAMALARI: KİMLİKLER,
YÜZYILLAR, SAYILAR, ORANLAR
Osmanlı dönemi İstanbul türbelerinin sayıları bugüne kadar
birçok yazının ve listenin konusu olmuş görünmektedir.
Fakat her yazı ve listede farklı kriterler uyarınca bir tasnif
yapılmıştır. Türbeyi yaptırana, türbede metfun olanlara,
yerine, dönemine, mimarına, orijinalliğine, biçimsel
özelliklerine, tezyinatına vb. göre tasnifler söz konusudur.
Bu itibarla, incelenen her listede farklı rakamlarla
karşılaşılabilmektedir. Hiçbir tasnif yapılmadan hazırlanan
en geniş listede önemli İstanbul türbelerinin (bazıları
sadece kabir, mezar) sayısı 487 olarak geçmektedir.1 İstanbul
Türbeleri Müze Müdürlüğü’ne bağlı türbelerin sayısı
2 Bkz. Doğan Pur, “İstanbul Türbeler Müzesi Müdürlüğü’ne Bağlı Bulunan
İstanbul’daki Türbelerin Listesi”, (2008), http://www.istanbulturbeleri.
com/turbelerin-listesi/, 05.12.2013. Liste, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı,
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, İstanbul Türbeler
Müze Müdürlüğü’nün internet adresinde de vardır: Bkz. http://www.
kulturvarliklari.gov.tr/TR,44099/istanbul-turbeler-muze-mudurlugu.
html, 05.12.2013. İstanbul Kalkınma Ajansı ve İstanbul İl Kültür ve Turizm
Müdürlüğü’nce hazırlanmış olan “İstanbul Kültür Mirası ve Kültür Ekonomisi
Envanteri”nin internet adresinde İstanbul’daki 126 türbenin envanter fişini
bulmak mümkündür: Bkz. http://www.istanbulkulturenvanteri.gov.tr, Anıtlar,
*
05.12.2013. Türbeler Çeşmeler Taşınır Taşınmaz Kültür Varlıklarını Koruma
Mardin Artuklu Üniversitesi
1 Doğan Pur’un hazırladığı “İstanbul’da Bulunan Türbeler ve Adresleri” listesinde
ve Yaşatma Derneği (TÜRÇEK) tarafından hazırlanmış olan internet adresinde
487 türbenin ismi geçer. Bkz. http://www.istanbulturbeleri.com/turbelerin-listesi/,
ise, İstanbul’daki 121 türbenin anıt fişleri bulunabilmektedir: Bkz. www.
05.12.2013. Bu listede türbelerin farklı isimlerine de yer verilmiştir. Ayrıca, Recep
turbeler.org.tr, 05.12.2013.
Kırıkçı ve Doğan Pur’un hazırladığı İstanbul Türbeleri Rehberi’nde (İstanbul 2005) de
3 Pur, “İstanbul Türbeler Müzesi Müdürlüğü’ne Bağlı Bulunan İstanbul’daki
çeşitli İstanbul türbelerin listeleri yer alır.
Türbelerin Listesi”.
BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ
4 2 8
OSMANLI İSTANBUL'UNUN YAPI BAZINDA MİRASI
1- Eyüb Sultan Türbesi. Ebû Eyyûb el-Ensarî’nin sandukasının bulunduğu bölümün girişi
Sahabe, fetih şehitleri ve evliyalar İstanbul’un toplum
nezdinde bir İslam şehri olarak algılanmasının en önemli
belirleyenleri hâline gelmiştir. Bugün dinî anlamda
“ziyaret yeri” olan bu türbelerin sadece mimarisi
hakkında konuşabilmenin imkânı yok gibidir. XIX.
yüzyıla kadar mimari nitelikleri haiz türbe sayısı yaklaşık
20 civarındadır ve bu sayı İstanbul’un türbe bütününe
bakıldığında oldukça azdır. II. Mahmud (1808-1839)
dönemiyle birlikte bu türbelerin sayısı iki katına çıkmış
ve mimari görünürlüğü artmıştır. Bu noktada şöyle bir
yorum manidardır:
Burada, XIX. yy’daki doruklaşma araştırılmaya
değer bir toplumsal davranış örüntüsünü ortaya
koyuyor. Belki de toplumsal değişim temposunun
yükselişi ve Batılılaşma ile birlikte dinsel değerlere
daha fazla ağırlık veren bir halk inanışları yönelimi
söz konusudur. Ancak, bunun yönetimin giriştiği bir
“kompanse etme” etkinliği olarak yorumlanması da
olanaklıdır. Örneğin, en büyük değişim önderlerinden
biri olan II. Mahmud döneminde, özellikle de
sultanın inisiyatifiyle bir sahabe türbeleri dizisinin
gerçekleştirilmiş oluşu kayda değerdir.5
4 Gülsün Tanyeli, “Türbeler”, DBİst.A, VII, 310-312.
5 Tanyeli, “Türbeler”, s. 311.
(6 adet), bürokrat (vezirden başlayarak her tür)
türbeleri (52 adet), mutasavvıf ve sahabe türbeleri
(40 adet), kadın türbesi (7 adet), Kırım Hanedanı (?)
türbesi (1 adet).4
Yukarıda bahsedilen tasniflerini dikkate alarak
ve türbe sınıflamalarının hem sayı hem de nitelikleri
bakımından kimi zorluklarını göz önünde bulundurarak,
İstanbul türbeleri metfun olanın kimliğine göre -sayıları
daha bilinebilir olanları belirtmek kaydıyla- en genel
şekliyle şöyle sınıflandırılabilir: 1) Sahabe türbeleri; 2)
Fetih şehitleri (Ni‘me’l-ceyş) türbeleri; 3) Evliya türbeleri
(veli, şeyh, mutasavvıf, vb.), 4) Hanedan türbeleri (padişah,
şehzade, valide sultan, hanım sultan; 43 adet); 5) Devlet
ricali türbeleri (sadrazam, vezir, dinsel bürokrat, diğer
devlet görevlileri; 87 adet); 6) Diğer türbeler, şeklindeki
sınıflama aydınlatıcı ve fikir verici gözükmektedir.
Sahabe, Ni‘me’l-ceyş ve Evliya Türbeleri
BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ
429
OSMANLI İSTANBUL'UNUN YAPI BAZINDA MİRASI
Sahabe Türbeleri
İstanbul türbe mimarisinin en tartışmalı grubudur. Diğer
türbe yapılarına kıyasla, sahabeler söz konusu olduğunda
türbe, kabir ve makam gibi ayrımlar önem kazanmakta,
mimari açıdan “türbe” niteliğinde olanlar çoğu zaman
ayırt edilememekte ve kabir-türbe arasındaki ayrım
belirsizleşmektedir. Sadece tek mezar türbe olarak
zikredilebilmekte ve geniş toplum kesimleri tarafından
bu şekilde kullanılmaktadır. Başka bir ifadeyle
sahabe türbelerinden bahsedildiği noktada yapım yılı,
yeniden yapımları, geçirdiği tamiratlar, yöneticilerin
ekleri, halkın müdahaleleri vb. gibi konular gündeme
gelmektedir. Eserlerin mimari çözümlemesi karmaşık
bir hâl almaktadır. Benzeri bir durumla, sözgelimi
bir hanedan türbesi söz konusu olduğunda, çok daha
az karşılaşılmaktadır. Bu durum sahabe türbelerinin
gündelik hayatın içerisindeki yeriyle doğrudan alakalıdır.
Hayatın dinamizmi içerisindeki yeri ve/veya türbenin
halk nazarındaki kendine yakın konumu nedeniyle
mimarisine müdahale de meşru kabul edilmektedir
denebilir. Türbe, kabir, makam arasındaki mimari nitelik
farklarına girilmeden, İstanbul’da yaklaşık olarak 24
sahabenin metfun olduğundan bahsedilir.6
Türbe olarak mimari bir kıymet arz edenlerin
sayısı oldukça azdır. Çoğu Ayvansaray-Eyüp hattında yer
almaktadır. Hz. Ka’b Türbesi, Hz. Ebu’d-Derda Türbesi,
Hz. Ebu Şeybe el-Hudrî ve Hz. Hamdullah el-Ensarî ortak
türbeleri, Hz. Muhammed el-Ensarî Türbesi son derece
sade dikdörtgen mimari terkipleri ve söveli pencereleri
ile II. Mahmud döneminde yeniden yapılan sahabe
türbelerinin mimari tavrını örneklemektedirler. Ayrıca
yine aynı döneme denk gelen Ayvansaray’daki Hz. Ebu
Zer el-Gıfarî makamı II. Mahmud’un annesi Nakşıdil
Valide Sultan tarafından 1812’de kesme taştan duvarları
ve parmaklıklı pencereleriyle açık türbe hâline getirilen
dikkate değer bir örnektir. Bunlar dışında Eminönü’nde
yer alan Hz. Abdurrahman eş-Şamî Türbesi, I.
Abdülhamid (1774-1789) döneminde tamir edilmiştir ve
6 İstanbul’da metfun bulunduğu farz edilen sahabeler şunlardır: 1. Hz. Halid b. Zeyd
Ebû Eyyûb el-Ensârî, 2. Hz. Ebu’d-Derdâ, 3. Hz. Ka’b, 4. Hz. Ebû Şeybe el-Hudrî, 5.
2- Fatih Sultan Mehmet Türbesi
atipik pencereleriyle dikkat çekmektedir.
Eyüp Sultan Türbesi ise sahabe türbelerinin en
dikkat çekici ve önemli olanıdır. 1458 yılında yapıldığı
bilinen, İstanbul’un belki de ilk türbe yapısıdır. Fatih
Sultan Mehmed’in hocası Akşemseddin’in rüyası üzerine
yeri tespit edilmiştir ve bu anlatı ile vücut bulan yapı,
İstanbul türbe mimarisinin başlatıcı ve de kurucu
yapısıdır. Sonradan eklemeler ve tamiratlarla birlikte
günümüze ulaşmıştır. Bu hâliyle de olsa İstanbul’un en
eski türbe yapısıdır. Kesme taştan, sekizgen bir şema
üzerine inşa edilmiştir.
Hz. Hamdullah el-Ensârî, 6. Hz. Ahmed el-Ensârî, 7. Hz. Muhammed el-Ensârî, 8. Hz.
Câbir b. Abdullah el-Ensârî, 9. Hz. Ebû Zer el-Gıfârî, 10. Hz. Abdussâdık Âmir b. Ubâde
b. Sâme, 11. Hz. Hâfir, 12. Hz. Abdullah el-Hudrî, 13. Hz. Şu’be, 14. Hz. Ebû Saîd elHudrî, 15. Hz. Hüsam b. Abdullah el-Ensârî, 16. Hz. Câfer b. Abdullah el-Ensârî, 17. Hz.
Hasan-Hüseyin kardeşler, 18. Hz. Abdullah el-Ensârî, 19. Hz. Amr b. Âs, 20. Hz. Vehb b.
Huşeyre, 21. Hz. Süfyân b. Uyeyne, 22. Hz. Abdurrahman eş-Şâmî, 23. Hz. Dâye Hâtun,
24. Hz. Kerîmeteyni Muhteremeyn (Çifte Sultanlar). Ayrıntılı açıklamalar için bkz.
Necdet Yılmaz, Coşkun Yılmaz, İstanbullu Sahabeler, İstanbul 2003.
BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ
Fetih Şehitleri (Ni‘me’l-Ceyş) Türbeleri
Sahabe türbelerinden sonra İstanbul’un deyim yerindeyse
ikinci kutsal kabirleri fetih şehitleri (Ni‘me’l-ceyş)
türbeleridir. Bu kabirlerde/ziyaret yerlerinde/türbelerde
İstanbul’un 1453 tarihindeki fethinde şehit düşenler
metfundur. “İstanbul muhasarasına katıldıkları söylenen
bu şahısların tarihi hüviyetleri pek bilinmemekte ve
430
OSMANLI İSTANBUL'UNUN YAPI BAZINDA MİRASI
3- II. Bayezit Türbesi
Evliya Türbeleri
hayatları efsaneleşmiş bir şekilde anlatılmaktadır. Şehrin
çeşitli mahalle ve semtlerinde rastlanan bu kabirlerin
içinde en kalabalığı Şehzadebaşı’nda ufak bir hazire teşkil
eden Onsekiz Sekbanlar haziresidir. Bugün mevcut veya
ortadan kalkmış bu çeşit kabirlerin ve ufak türbelerin
çoğunun, kitabeleri sonradan yapılmıştır.”7 Çoğu kabir
hüviyetindeki İstanbul’daki fetih şehitleri ve gazileri
kabirlerinin/türbelerinin ilçelere/semtlere göre dağılımı
bir tasnife göre şöyledir: Fatih (100 adet), Eminönü (78
adet), Eyüp (30 adet), Zeytinburnu (7 adet), Beyoğlu (14
adet), Beşiktaş (2 adet), Bakırköy (1 adet), Beykoz (4 adet),
Sarıyer (2 adet), Çatalca (1 adet), Üsküdar (9 adet).8 Bazısı
efsanevi, bazısı hayal ürünü, bazısı da gerçek kişilerin
kabirleri olan bu 248 mekânın çoğunun mimarisinden,
mimarlık tarihinde yaygın olarak kabul edilen türbe
mimarisi açıklama biçimleriyle, bahsedebilmek neredeyse
imkânsızdır.
7
Evliya türbeleri (şeyh, mutasavvıf, vb.) de sahabe ve fetih
şehitleri türbeleri ile benzer bir biçimde açıklanabilir.
Sayıları konusunda net bir rakam verilemeyecek olan
bu türbelerin belli başlı olanlarına dikkat çekilebilir.
“İstanbul’un manevi sultanları” olarak bilinen kişilerin
Sahabe Eyüp Sultan Türbesi’nden sonra, kent mekânı
ve/veya mimari özellikleri bakımından en meşhurları
şunlardır: Ebu’l-Vefa, Aziz Mahmut Hüdayî, Sünbül
Efendi, Merkez Efendi, Yahya Efendi, Şeyh Mustafa Devatî,
Şeyh Zafir türbeleri.
Büyük evliyalardan kabul edilen Mustafa b. Ahmet
ya da Ebu’l-Vefa Türbesi 1490/1491 tarihinde II. Bayezid
tarafından inşa ettirilmiştir. Birçok kez onarım gören
ve yeniden yapılan türbenin mimari biçiminden çok
külliyesi ile birlikte, tıpkı Eyüp Sultan Türbesi gibi, kent
mekânını kurucu rolü önemlidir. Üsküdar’da tekke ve
bağlı yapılardan oluşan külliye içerisindeki Aziz Mahmut
Hüdayî (d. 1551-ö. 1628) Türbesi (1620’lerin sonları) de
benzer bir niteliktedir.
Semavi Eyice, Tarih Boyunca İstanbul, İstanbul 2006, s. 221.
8 Kırıkçı ve Pur, İstanbul Türbeleri Rehberi, s. 93-122.
BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ
431
OSMANLI İSTANBUL'UNUN YAPI BAZINDA MİRASI
4- I. Selim (Yavuz Sultan Selim) Türbesi
Yenikapı dışında bulunan Merkez Efendi (d. 1463ö. 1552) Külliyesi içerisindeki türbenin kent mekânı
açısından üç dönemi dikkate değerdir. Merkez Efendi
Külliyesi 1529’dan önce Merkez Efendi ve dervişleri
tarafından inşa ettirilmiştir. Vefatının (1552) ardından
şeyhin müridi olan Yavuz Sultan Selim’in kızı, Kanunî
Sultan Süleyman’ın kız kardeşi Şah Sultan’ın Mimar
Sinan’a külliyeyi tamir ettirdiği ve türbeyi yaptırttığı
Fatih-Kocamustafapaşa’daki Sünbül Efendi
(d. 1452-ö. 1529) Türbesi’nin bugün görülen sekizgen,
kubbeli ve kıvrım saçaklı hâli II. Mahmud döneminde,
1834-1835 yılında verilmiştir. Daha sonra Serasker Rıza
Paşa’nın 1920 yılındaki tamiratı ve ekleri türbeye bugünkü
atipik görünümünü kazandırmıştır.9
9
M. Baha Tanman, “Sünbül Efendi Camii”, DBİst.A, VII, 107.
BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ
432
OSMANLI İSTANBUL'UNUN YAPI BAZINDA MİRASI
5- Kanunî Sultan Süleyman Türbesi
Şeyh Mustafa Devatî (ö. 1659) Türbesi altı kenarlı/
köşeli bir geometride, ahşap çatılı ve yığma taştan
inşa edilmiştir. Pencere dizilerinin mimari tarzına
bakıldığında, tahminen Geç Osmanlı döneminde yapıldığı
söylenebilir.
Şazelî tarikatının İstanbul’daki en önemli
şeyhlerinden olan Şeyh Muhammed Zafir Efendi’nin
(d. 1828-ö. 1903) 1906’da yapılan türbesi klasik dönem
ve sonrası İstanbul türbe mimarisinden ayrılan en
sıra dışı ve tekil örneği temsil etmektedir. Türbe bizzat
II. Abdülhamid tarafından İstanbul’da başka yapıları
da bulunan devrin meşhur İtalyan mimar Raimondo
d’Aronco’ya (d. 1857-ö. 1932) yaptırılmıştır. Batı
Avrupa’da yaygınlık kazanmış olan art nouveau (yeni
sanat) üslubunun İstanbul’daki en önemli yapılarından
biridir.12 Özellikle yağmur saçağı, pencere tercihleri ve
köşe kuleleri ile cephe düzeni nevi şahsına münhasırdır.
bilinir.10 II. Mahmud döneminde ise türbe bugünkü hâlini
almıştır, duvar hizaları korunarak ampir üslubunda
yeniden yapılmıştır (1836).11
Beşiktaş’taki Yahya Efendi (d. 1456-ö. 1569/1570)
Türbesi, ilk inşası Mimar Sinan tarafından yapılan tekketevhithane-medreseden oluşan külliyenin içerisindedir.
Türbe II. Selim tarafından yaptırılmıştır. Çoğu sahabe,
evliya ve mutasavvıf türbelerinde olduğu gibi II.
Mahmud tarafından tamir ettirilmiştir. Yahya Efendi
Türbesi bundan sonra 1863’te Sultan Abdülaziz’in annesi
Pertevniyal Sultan ve II. Abdülhamid tarafından tekrar
tamir ettirilmiştir. XX. yüzyıl eklentileri ve müdahaleleri
ile birlikte türbe, mimarisinden çok, kent mekânı
içerisindeki İstanbul Boğazı’na nazır ayrıcalıklı konumu ve
oldukça geniş mezarlığı ve yeşil alanı ile dikkate değerdir.
10 Gülru Necipoğlu, Sinan Çağı: Osmanlı İmparatorluğu’nda Mimari Kültür, çev. Gül
Çağalı Güven, İstanbul 2013, s. 397.
11
M. Baha Tanman, “Merkez Efendi Külliyesi”, DBİst.A, V, 398-399.
BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ
12 Afife Batur, “D’Aronco, Raimondo Tommaso”, DBİst.A, II, 551.
433
OSMANLI İSTANBUL'UNUN YAPI BAZINDA MİRASI
6- II. Selim, III. Murad ve III. Mehmed‘in Ayasofya Camii'nin bahçesindeki türbeleri
Sahabe, Ni‘me’l-ceyş (fetih şehitleri) ve evliya
türbeleri arasında, mimarlık tarihi yazımı alışkanlıkları
bağlamında, türbe mimarisine konu olabilecek yaklaşık 40
adet yapı bulunmaktadır. Ziyaret yeri bağlamında yaklaşık
300 civarında olan bu kabirler alternatif bir mimarlık
tarihi yazımına ihtiyaç duymaktadır. Özellikle hemen
hemen hepsinde II. Mahmud döneminin izleri bulunan bu
türbelerin/kabirlerin siyasi, toplumsal anlatıları ve kent
mekânının kuruluşunda ve gelişiminde oynadıkları roller
müstakbel mimari anlatımın içerisinde kolaylıkla yer
bulabilecek görünmektedir.
ricali türbeleri olmaktadır. Başka bir ifadeyle, İstanbul’un
fethiyle birlikte yapımlarına başlanan ve başlı başına
bir mimari geleneğin okunabileceği türbeler, padişahlar,
şehzadeler, valide sultanlar, sadrazamlar, vezirler ve
diğer devlet görevlilerinin türbeleridir. Yönetim katının
bu yönelimi kent mekânında ölümden sonra da görünür
olma isteğiyle bağlantılı olduğu gibi, meşruiyet zeminini
bizzat kendi bedeninin gömülü olduğu dinsel bir mekânla
pekiştirmek anlamına da gelebilir. Şüphesiz bu dünyevi
mülahazaların temel motivasyonunu İslam’ın ölüme,
kabire ve ahiret hayatına ilişkin öğretileri sağlamaktadır.
Hanedan ve Devlet Ricali Türbeleri
Hanedan Türbeleri
İstanbul türbe mimarisi dendiğinde konunun başat
aktörleri şüphesiz Osmanlı hanedan türbeleri ve devlet
Hanedan türbeleri başlığı altında incelenecek türbeleri
padişah, şehzade ve saray kadınları (valide ve hanım
BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ
434
OSMANLI İSTANBUL'UNUN YAPI BAZINDA MİRASI
7- II. Selim Türbesi’nin kubbesi
sultanlar) şeklinde alt kategorilere ayırmak mümkün
gözükmektedir. İstanbul türbe mimarisi denildiğinde en
belirgin ve önemli örnekleri padişah türbeleri oluşturur.
İstanbul’da müstakil olarak 14 padişah türbesi bulunur.
Kronolojik yapım sırasıyla padişah türbeleri şunlardır:
1) II. Beyazıt (ö. 1512) Türbesi (1513); 2) I. Selim -Yavuz(ö. 1520) Türbesi (1522); 3) I. Süleyman -Kanunî- (ö. 1566)
Türbesi (1568); 4) II. Selim (ö. 1574) Türbesi (1576/1577);
5) III. Murat (ö. 1595) Türbesi (1599/1600); 6) III. Mehmet
(ö. 1603) Türbesi (1608/09); 7) I. Ahmet (ö. 1617) Türbesi
(1617); 8) I. Mustafa (ö. 1639) ve I. İbrahim (ö. 1648)
Türbesi (1639’da Ayasofya’nın eski vaftizhanesi türbeye
çevrilmiştir); 9) III. Mustafa (ö. 1774) ve III. Selim (ö. 1808)
Türbesi (1763); 10) II. Mehmet -Fatih- (ö. 1481) Türbesi
(1766/1767’de yeniden yapım); 11) I. Abdülhamit (ö. 1789)
Türbesi (1789), 12) II. Mahmut (1839) Türbesi (1839/1840);
13) Abdülmecit (ö. 1861) Türbesi (1855); 14) V. Mehmet
-Reşat- (ö. 1918) Türbesi (1914-1918). Padişah türbeleri söz
konusu olduğunda bir padişah adına yapımına başlanan
ve mimari niteliği buna göre değerlendirilebilecek olan,
BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ
1755 yılında inşa edilen Nuruosmaniye Türbesi’ni de
zikretmek gerekir. Türbenin yapımına I. Mahmud adına
başlanmış, yapım sırasında padişah vefat ettiği için Hatice
Valide Sultan Türbesi’ne defnedilmiş, bu türbeye de III.
Osman’ın annesi Şehsuvar Sultan defnedilmiştir. Türbe
Nuruosmaniye Türbesi ya da Şehsuvar Sultan Türbesi
adlarıyla bilinmektedir. Böylelikle İstanbul’da padişah
adına yapılan türbelerin sayısı 15 olarak da verilebilir.
Toplam 36 Osmanlı padişahının 30’u İstanbul’da
hükümranlık etmiş, buna mukabil toplamda 15 türbe
yapısı padişahlar adına inşa edilmiştir. İnşa edildiği
yüzyıllara göre bakıldığında padişah türbeleri yapımı
ilginç bir seyir izlemektedir. Şöyle ki:
Sultan türbeleri için ağırlık XVI. yy’dadır ve 15
sultan türbesinden 5’i bu yüzyılda inşa edilmiştir. Oysa,
l617 tarihli olduğu varsayılabilecek I. Ahmed Türbesi’nden
sonra yaklaşık 130 yıl boyunca hiç sultan türbesi inşa
edilmediği görülüyor. Adı geçen sultandan sonra kendi
adına yapılmış bir türbede yatan ilk sultanın türbesini
1763’te yaptıran III. Mustafa olduğu düşünülürse, bu
435
OSMANLI İSTANBUL'UNUN YAPI BAZINDA MİRASI
8- II. Selim Türbesi
süre 146 yılı bulmaktadır. Ardından belirli bir hızlanma
görülüp 80 yıldan az bir sürede iki sultan türbesi
inşa edilir. Dönemin bitişini vurgulayan II. Mahmud
Türbesi’nden sonra adeta simgesel bir son olan V. Mehmed
Türbesi’ne dek sultan türbesi yapımının gerçek bir örneği
yoktur. Siyasal sistem içinde sultanın ağırlığının nasıl bir
değişim seyri izlediği konusunda bu kronoloji herhalde
çok aydınlatıcıdır.13
Padişahların erkek çocuklarına ait şehzade
türbelerine bakıldığında İstanbul’da şehzade ya da
şehzadeler adıyla anılan 6 mekân bulunduğu görülür.
Şehzade Camii haziresinde bulunan Şehzade Mehmed
(1543/1544) ve Şehzade Mahmud (XVII. yüzyıl başı) için
yapılan müstakil türbeler en önemlileridir. Özellikle bir
Mimar Sinan eseri olarak Şehzade Türbesi’nin dış cephe
tezyinatı Osmanlı mimarisinde eşsiz bir niteliği haizdir.
Bunların yanında türbe mimarisine konu olabilen I. Selim
Külliyesi haziresindeki Şehzadeler Türbesi (1522/1523)
ile Ayasofya haziresindeki Şehzadegân Türbesi (1580?,
1600?) diğer iki önemli yapıdır. Yahya Efendi haziresindeki
Şehzade ve Kadınlar Türbesi diye bilinen türbe ile Eyüp
Sultan Camii mihrabı yanında Bulak Mustafa Paşa’nın
Türbesi’nin sol tarafında yer alan şehzade kabirleri de
vardır. Bu son türbe kare tabanlı, etrafı açık baldaken tipi
bir türbedir.
Şehzadeler Türbesi’nde Kanunî’nin şehzadeleri
Murad (ö. 1521), Mahmud (ö. 1521), Abdullah (ö. 1526)
metfundur. Şehzade Mehmet Türbesi’nde yine Kanunî’nin
şehzadeleri Mehmed (ö. 1543) ve Cihangir (ö. 1553)
metfundur. Şehzade Mahmut Türbesi’nde III. Mehmed’in
oğlu Mahmud (ö. 1603) yatmaktadır. III. Murad’ın dört
şehzadesinin kabri Ayasofya Şehzadegân Türbesi’ndedir.
Yahya Efendi Mezarlığı’ndaki Şehzade ve Kadınlar
Türbesi’nde metfun olanlar arasında ise Abdülmecid’in
oğulları Kemaleddin (ö. 1905), Süleyman (ö. 1909), V.
Murad’ın oğlu Selahaddin (ö. 1915) bulunmaktadır.
İstanbul’daki valide ve hanım sultan türbeleri sayısı
22’dir. Şu şekildedirler: 1) Selçuk Hatun Türbesi (1513); 2)
13 Tanyeli, “Türbeler”, s. 311.
BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ
436
OSMANLI İSTANBUL'UNUN YAPI BAZINDA MİRASI
9- I. Ahmet Türbesi
Hançerli Sultan Türbesi (1533); 3) Hürrem Sultan Türbesi
(1559); 4) Şah-ı Huban Hatun Türbesi14 (1575-1580?); 5)
Fatıma Sultan Türbesi15 (1588/1589); 6) Hubbi (Hubba)
Hatun Türbesi (1588/1589); 7) Ayşe Hanım Sultan Türbesi
(1594/1595); 8) Hatice Sultan Türbesi16 (XVI. yüzyıl sonu,
14
“Dikdörtgen bir avlunun içinde yer alan mektep ve türbe Mimar Sinan’ın eseridir.
Bâniyesi Şah-ı Huban Hatun, III. Murad’ın (1574-1595) eşlerindendir. Yapının inşa
tarihi kesin bilinmemekle birlikte mimari üslubundan dolayı 1575-1580 arasına
tarihlenmektedir.” Emine Naza, “Şah-ı Huban Hatun Türbesi”, DBİst.A, VII, 127.
15 Fatıma Sultan’ın kimliği ve türbede metfun diğer kişinin konusunda iki görüş
XVII. yüzyıl başı); 9) Hatice Turhan Valide Sultan Türbesi
(1663); 10) Gülnuş Emetullah Valide Sultan Türbesi (17081711); 11) Nuruosmaniye (Şehsuvar Sultan) Türbesi (1755);
12) Aynü’l-Hayat Türbesi (1760-1763, 1764?); 13) Gülbahar
Hatun Türbesi (1766); 14) Mihrişah Valide Sultan Türbesi
(1793-1796); 15) Şah Sultan Türbesi (1800/1801); 16) Nakşıdil
Valide Sultan Türbesi (1817/1818); 17) Adile Sultan Türbesi
(1849); 18) Gülustu Valide Sultan Türbesi (yaklaşık 1861); 19)
Pertevniyal Valide Sultan Türbesi (1871); 20) Nevfidan (Nef-i
Fidan) Kadın Türbesi (XIX. yüzyıl); 21) Havatin Türbesi
(XIX. yüzyıl); 22) Cedit Havatin Türbesi (XIX. yüzyıl).
vardır. 1-I. Süleyman’ın (Kanunî) oğlu Şehzade Mehmed’in kızı Hüma Şah Sultan ile
Ferhad Paşa’nın kızı Fatıma Sultan (Kitabe). Şehrizor Beylerbeyi Mustafa Paşazade
veren yayınların hiçbirinde III. Murad’ın Hatice Sultan adıyla geçen bir kızının olmadığı
Mehmed Bey (ö. 1586) ile evlidir ve diğer sandukada o metfundur. 2-Mihrimah Sultan-
görülmektedir. Sicill-i Osmanî’deki Hatice sultanlardan, I. Selim’in (Yavuz) kızı Hatice
Rüstem Paşa kızı Fatıma Sultan. Diğer kabir Fatıma Sultan’ın oğlu Mehmed Bey’e aittir.
Sultan’ın, bir oğluyla iki kızının Şehzade Camii’nde gömülü oldukları öğrenilmektedir.
Sinan’ın tezkirelerinde “Türbe-i Duhterzâde-i Rüstem Paşa” olarak geçmektedir. Bkz.
Bu bilgiler ışığında, görünümü ve haziredeki diğer türbelerin durumu göz önüne
Aziz Doğanay, Osmanlı Tezyinatı: Klasik Devir Osmanlı Hanedan Türbeleri (1522-1604),
alındığında, 16. yy’ın sonlarıyla 17. yy’ın ilk çeyreğine tarihlendirilebilen türbenin,
İstanbul 2009, s. 355.
Sultan Selim Camii haziresinde gömülü olan Hatice Sultan’ın çocuklarına ait olduğu bir
16 “Kitabesi bulunmayan bu türbeyi Tahsin Öz, III. Murad’ın (1574-1595) kızı olduğunu
varsayım olarak ileri sürülebilir.” Belgin Demirsar, “Hatice Sultan Türbesi”,
söylediği Hatice Sultan’a mal etmektedir. Fakat Alderson dışında Osmanlı soyağacını
DBİst.A, IV, 20.
BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ
437
OSMANLI İSTANBUL'UNUN YAPI BAZINDA MİRASI
10- II. Mahmud, Sultan Abdülaziz ve II. Abdülhamid’in medfun olduğu II.
Mahmut Türbesi
11- Sultan Abdülmecit Türbesi
ataması yapılmıştır.17 Buna mukabil İstanbul’da mimari
hususiyetleri bakımından dikkate değer sadrazam
türbeleri 29 adettir.
Sadrazam türbelerinin sayısal-kronolojik
dökümüyse şöyle: XV. yy’da 3, 1539-1660 arasında 15,
1661-1757 arasında hiçbir örnek yok, 1758-1762 arasında 2,
1763-1853 arasında yine hiç örnek yok, 1854-1912 arasında
8 adet. Bu bileşim, XV. ve erken XVI. yy’da yavaş bir statü
yükselişi görüldüğünü, XVI. yy’ın ortalarından XVII. yy’ın
ortalarına kadar tam bir doruk yaşandığını, XVII. yy’ın
ortalarından XIX. yy’ın ortalarına dek ise, sadrazamlık
kurumunun XVI. yy’daki saygınlık ve gücünden büyük fire
verdiğini gösteriyor.18
Sadrazam türbelerini kronolojik olarak ve
planimetri-örtü elemanı-duvar malzemesi şeklinde
biçimsel özelliklerini belirterek sunmak sonraki
değerlendirmelere bir giriş sağlayacaktır. Söz konusu 29
türbe şunlardır: 1) Rum Mehmet Paşa Türbesi (1471/1472;
XVI. yüzyılda 8, XVIII. yüzyılda 5 ve XIX. yüzyılda
8 saraylı kadın türbesi inşa edilmiştir. XVII. yüzyıl ise
ilginç bir istatistik sunmaktadır. Bu yüzyılda sadece
Hatice Turhan Valide Sultan Türbesi inşa edilmiştir.
Bir taraftan siyasi tarihin kadınların egemenliğinde
geçtiği söylendiği bir yüzyılda yalnızca bir saraylı
kadın türbesinin bulunması acaba nasıl açıklanabilir?
Durum istatistiki olarak böyle olsa da, bu türbe aynı
zamanda Osmanlı’nın en büyük türbesidir ve içerisinde
Hatice Turhan Sultan’la beraber beş Osmanlı padişahı
metfundur.
Devlet Ricali Türbeleri
Devlet ricali türbelerine (sadrazam, vezir, dinsel
bürokratlar ve diğer devlet görevlileri) gelindiğinde
en kalabalık ana grubu 86 türbe ile bu tür türbeler
oluşturmaktadır. Hâliyle bu grubu biraz daha ayrıntılı
ele almak gerekir.
İstanbul’un fethinden 1922 yılına kadar toplam
217 sadrazam görev yapmış, 292 defa sadrazam
17 http://tr.wikipedia.org/wiki/Osmanl%C4%B1_Sadrazamlar%C4%B1_listesi, 06.12.2013.
18 Tanyeli, “Türbeler”, s. 311.
BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ
438
OSMANLI İSTANBUL'UNUN YAPI BAZINDA MİRASI
12- Şehzade Mehmet Türbesi
13- Şehzade Mehmet Türbesi
BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ
439
OSMANLI İSTANBUL'UNUN YAPI BAZINDA MİRASI
14- Hatice Turhan Sultan Türbesi
poligonal, kubbe örtülü, kesme taş); 2) Mahmut Paşa
Türbesi (1473/1474; poligonal, kubbe örtülü, kesme taş);
3) Davut Paşa Türbesi (1485; poligonal, revaklı, kubbe
örtülü, kesme taş); 4) Ayas Mehmet Paşa Türbesi (1539;
kare, baldaken, kubbe örtülü, kesme taş, mermer); 5) Kara
Ahmet Paşa Türbesi (1558/1559, 1565?; poligonal, kubbe
örtülü, kesme taş); 6) Rüstem Paşa Türbesi (1560/1561;
poligonal, kubbe örtülü, kesme taş); 7) Sokullu Mehmet
Paşa Türbesi (1568/1569; poligonal, kubbe örtülü, kesme
taş, mermer); 8) Güzel Ahmet Paşa19 (Arnavut Ahmet
Paşa) Türbesi (1580/1581; dikdörtgen, kubbe?, çatı?
örtülü, kesme taş, tuğla [almaşık]; 9) Lala Mustafa Paşa
Türbesi (1580; kare, baldaken, kubbe örtülü, kesme
taş); 10) Cerrah Mehmet Paşa Türbesi (1593; poligonal,
revaklı, kubbe örtülü, kesme taş); 11) Ferhat Paşa Türbesi
(1595; poligonal, revaklı, kubbe örtülü, kesme taş); 12)
Koca Sinan Paşa Türbesi (1595; poligonal, kubbe örtülü,
kesme taş); 13) Kuyucu Murat Paşa Türbesi (1606/16071609; dikdörtgen, revaklı, çatı (bugünkü) örtülü, kesme
taş); 14) Siyavuş Paşa Türbesi (1602; poligonal, revaklı,
kubbe örtülü, kesme taş); 15) Bosnalı İbrahim Paşa
Türbesi (1603; poligonal, revaklı, kubbe örtülü, kesme
taş); 16) Güzelce Ali Paşa Türbesi (1620/1621; kare, kubbe
örtülü, Kârgir); 17) Bayram Paşa Türbesi (1634/1635;
kare, eyvanlı, kubbe örtülü, kesme taş); 18) Köprülü
Mehmet Paşa (1661?; poligonal, baldaken, kubbe?20
örtülü, mermer); 19) Halil Paşa Türbesi ve yanındaki oğlu
Mahmut Bey Türbesi21 (XVII. yüzyılın ilk çeyreği; kare,
revaklı, kubbe örtülü, kesme taş); 20) Hekimoğlu Ali Paşa
Türbesi (1734/1735; dikdörtgen, kubbe örtülü, kesme taş,
tuğla [almaşık]); 21) Koca Mehmet Ragıp Paşa Türbesi
(1762; poligonal, baldaken, tonoz örtülü, mermer);
20 “Divanyolu Caddesi üzerinde yer alan türbe dershane-mescit ile medrese odaları
arasındadır. Vaktiyle caddenin bulunduğu yerde olduğu tahmin edilen türbe, yolun
genişletilmesi esnasında kenara taşınmıştır. Bugünkü yerinde yeniden yapılan türbede
19. yy’ın zevkine uygun at nalı kemerler kullanılmıştır. İlk yapının ne şekilde olduğu
hakkında bir bilgiye sahip değiliz. Bugünkü yapı sekizgen planlı, açık bir türbedir.”
Ahmet Vefa Çobanoğlu, “Köprülü Külliyesi”, DBİst.A, V, 90.
21 “Türbenin sağında daha sonra türbeye bitişik olarak yapılan ikinci bir türbe daha
vardır. Burası Halil Paşa’nın oğlu Mahmud Bey’in türbesi olup daha küçük ölçüdedir.”
19 Gülbin Gültekin, “Güzel Ahmed Paşa Türbesi”, DBİst.A, III, 459.
BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ
Ahmet Vefa Çobanoğlu, “Halil Paşa Türbesi, Sebili ve Çeşmesi”, DBİst.A, III, 513.
440
OSMANLI İSTANBUL'UNUN YAPI BAZINDA MİRASI
15- Hatice Turhan Sultan Türbesi
22) Hüsrev Paşa Türbesi22 (1855;23 kare, kubbe örtülü,
kârgir); 23) Mustafa Reşit Paşa Türbesi (1858; kare, kubbe
örtülü, kesme taş, mermer); 24) Keçecizade Fuat Paşa
Türbesi (1868/1869; poligonal, kubbe örtülü, mermer);
25) Zeynep-Kâmil (Zeynep Hanım ve Yusuf Kâmil Paşa)
Türbesi (1886/1887; poligonal, kubbe örtülü, kesme taş);
26) Mahmut Nedim Paşa Türbesi (XIX. yüzyılın ikinci
yarısı; kare, kubbe örtülü, mermer); 27) İbrahim Ethem
Paşa Türbesi (1893?; kare, revaklı, kubbe örtülü, kesme
taş);
28) Ahmet Cevat Paşa Türbesi24 (1900; kare, kubbe örtülü,
kesme taş); 29) Mahmut Şevket Paşa Türbesi25 (1913; kare,
baldaken, eyvanlı, kubbe örtülü, kesme taş, mermer).
Sadrazamlar dışında kalan vezir ve diğer devlet
görevlilerinin türbelerinin sayısı, 6’sı dinsel bürokrat
(şeyhülislam, kadı, müftü vb.) olmak üzere, yaklaşık
58’dir. Tıpkı sadrazam türbeleri gibi, dinsel bürokrat
türbeleri dışında denebilir ki:
… Diğer bürokratlar açısından da benzer bir tablo
ortaya çıkıyor: XVI. yy’ın başından XVII. yy’ın ortasına dek
37 türbe (29 adedi XVI. yy’da) yapılmışken, biri XVII. yy’ın
22 “Kare planlı ve kubbeli olarak tasarlanan ve Hüsrev Paşa’ya ait tek bir ahşap
sandukayı barındıran türbe doğu yönünde Adile Sultan Türbesi’ne, batı yönünde
24 “Cevad Paşa’nın ölümünden kısa bir süre sonra karısı tarafından yaptırılmıştır.
Mahmud Celaleddin Efendi Türbesi’ne bitişmekte, iki yandan birer pencere ile
1900’de Berlin’deki eğitiminden yeni dönmüş olan Mimar Kemaleddin Bey tarafından
kuşatılmış olan girişi güney yönünde, tekke ile bağlantılı koridora açılmakta, Bostan
tasarlanıp gerçekleştirilen türbe, mimarın İstanbul’daki ilk taş yapıtlarındandır.”
İskelesi Sokağı üzerindeki kuzey cephesinde sıralanan 3 adet dikdörtgen açıklıklı
Yıldırım Yavuz, “Cevad Paşa Türbesi”, DBİst.A, II, 419.
pencere türbeyi aydınlatmaktadır.” M. Baha Tanman, “Hüsrev Paşa Külliyesi”, DBİst.A,
25
IV, 109.
hürriyet kahramanı olarak tanınan Mahmud Şevket Paşa’nın Âbide-i Hürriyet yakınında
23 “Sadrazam Koca Hüsrev Paşa (ö. 1855) tarafından yaptırılan külliyenin
yapılacak bir türbeye gömülmesi hükümetçe kararlaştırılmış, ölümünden hemen sonra
bünyesindeki kütüphane 1255/1839 tarihlidir. Tekkenin vakıf kaydı da 1274/1857
Evkaf Nezareti Başmimarı Kemaleddin Bey tarafından tasarlanan türbenin yapımı aynı
tarihini taşımaktadır. Türbenin ise paşanın sağlığında inşa ettirildiği tahmin edilebilir.”
yılın sonlarına doğru tamamlanmıştır.” Yıldırım Yavuz, “Mahmud Şevket Paşa Türbesi”,
Tanman, “Hüsrev Paşa Külliyesi”, s. 109.
DBİst.A, V, 272-273.
BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ
441
“Ordu komutanı olarak İstanbul’daki ayaklanmayı bastırdığı için halk arasında
OSMANLI İSTANBUL'UNUN YAPI BAZINDA MİRASI
16- Hürrem Sultan Türbesi
17- Şehsuvar Valide Sultan Türbesi
son çeyreğinde, diğeri de XVIII. yy’ın ortasında olmak
üzere sadece 2 adet büyük bürokrat türbesi yapılmıştır.
Ardından XVIII. yy’ın ortalarından başlayarak, 1910’lara
dek 8 türbe daha inşa edilecektir. Bürokratik kadroların
sürekli genişlediği yüzyıllarda bu grubun türbe yapım
etkinliğinin tam anlamıyla duruşu, bir yandan saygınlık
kaybına, öte yandan da bu grubun elindeki kaynakların
önceki dönemlere göre oransal olarak düşüşüne
bağlanmalıdır.26
çokgen (poligonal), silindirik gibi üç temel kategori
gözlenmektedir. Bu tasnif alt kategoriler hâlinde kare,
dikdörtgen, altıgen, sekizgen ve bunların iç-dış kenarları
farklı olanları şeklinde biteviye çoğaltılmaktadır. Üslup
özellikleri kabaca şu şekilde üç döneme ayrılmakta,
yorumlar bunlar üzerinden yapılmaktadır: Erken dönem
türbeleri, klasik dönem türbeleri, Batı tesiri altındaki
devir türbeleri.27 Bu tasnifler çok genel anlamda bir bilgi
verse ve yeri geldiğinde anlamlı açıklama çerçeveleri
BAZI MİMARİ HUSUSİYETLER VE MÜLAHAZALAR
27 Ayrıntılı bir sanat tarihi örnek tasnifini Hakkı Önkal yapmıştır. A) Erken devir
Osmanlı hanedan türbeleri (1. Kübik gövdeliler, 2. Poligonal gövdeliler, 3. Açık türbeler);
Mimarlık ve sanat tarihi literatüründe en sık karşılaşılan
türbe sınıflamaları planimetrik özellikleri (kenar
sayısı), malzeme ve yapım teknikleri, süsleme programı
vb. gibi unsurlara bakılarak üslup özelliklerinin
belirlendiği sınıflamalardır. Plan özellikleri bakımından
kenar sayılarına göre olan tasniflerde, kare tabanlı,
B) Klasik devir Osmanlı hanedan türbeleri (1. Kübik gövdeliler, 2. Poligonal gövdeliler,
2.1. Altı kenarlılar, 2.2. Sekiz kenarlılar, 2.2.1. Dış ve iç kenar sayısı eşit olanlar, 2.2.2.
İç kenar sayısı sekizden fazla olanlar, 2.2.3. Dışta sekizgen içte haçvari planlı olanlar,
2.2.4. Dışta sekizgen içte galerili olanlar, 3. Açık türbeler, 4. Münferid planlılar); C)
Batı tesiri altındaki devir Osmanlı hanedan türbeleri (1. Köşeleri yuvarlatılmış kübik
gövdeliler, 2. Poligonal gövdeliler, 2.1. Sekiz kenarlılar, 2.2. On kenarlılar, 3. Dilimli
gövdeliler, 4. Silindirik gövdeliler); D. Son devir Osmanlı hanedan türbeleri (Ayrıntılar
için bkz. Hakkı Önkal, Osmanlı Hanedan Türbeleri, Ankara 1992).
26 Tanyeli, “Türbeler”, s. 311.
BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ
442
OSMANLI İSTANBUL'UNUN YAPI BAZINDA MİRASI
18- Nakşidil Valide Sultan Türbesi
üretebilse de çoğu zaman indirgemelerle ve açıklama
çerçevesi olarak yetersizliklerle maluldür. Sözgelimi,
genel bir fikir vermesi bakımından Doğan Pur, İstanbul
Türbeler Müze Müdürlüğü’ne bağlı 120 türbeyi bazı
özelliklerine göre şöyle tasnif etmiştir: 1) Üstü ve etrafı
kapalı (105 adet), 2) Üstü kapalı etrafı açık (9 adet), 3)
Şebeke/Parmaklık (2 adet), 4) Üstü açık harap türbe
(1 adet), 5) Hazire-Mezarlık (1 adet), 6) Hazire içinde
(2 adet).28 Yeri geldiğinde yukarıda kısmen zikredilen
sınıflamaları içeren ya da onlardan tamamen bağımsız
olarak, hanedan ve rical türbeleri bağlamında bazı mimari
mülahazalarda bulunmak, meseleyi anlamlandırabilmek
açısından önemli gözükmektedir.
XV. yüzyıl türbeleri söz konusu olduğunda
1453’ten 1500’e kadar karşımıza 10’a yakın türbe
çıkmaktadır. Bunlar arasından üç sadrazam türbesi, bir
sahabe, bir evliya bir de şeyhülislam türbesi önemlidir.
28 Pur, “İstanbul Türbeler Müzesi Müdürlüğü’ne Bağlı Bulunan İstanbul’daki
Türbelerin Listesi”.
BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ
İstanbul’un ilk türbesi ve deyim yerindeyse gelenek
kurucu türbesi olan Eyüp Sultan Türbesi’nden (1458)
ve Şeyh Ebu’l-Vefa Türbesi’nden (1490/1491) yukarıda
bahsedilmişti. Denilebilir ki, İstanbul’un XV. yüzyıl
İstanbul türbelerinin en müşahhas ve kıymeti haiz
örnekleri üç sadrazamın türbeleri yani Rum Mehmet
Paşa (ö. 1471) Türbesi (1471/1472), Mahmut Paşa (ö. 1474)
Türbesi (1473/1474), Davut Paşa (ö. 1498?) Türbesi’dir
(1485). Bu üç türbe de çokgen (poligonal) planlı, kubbe
örtülü ve kesme taştan inşa edilmiştir. Özellikle XVII.
yüzyılın başından itibaren azımsanmayacak miktarda
kare tabanlı türbe görülse ve sonraki yüzyıllarda çokgen
türbelerle neredeyse eşitlense bile; XV. yüzyıl sadrazam
türbelerinin bu biçimsel tercihleri (çokgen-kubbe-kesme
taş) İstanbul türbe mimarisinin arketipi ya da mottosu
gibidir.
XVI. yüzyıl türbe mimarisini Mimar Sinan
üzerinden konuşmak anlamlıdır. Müstakil bir türbe yapısı
olarak Beşiktaş’taki Barbaros Hayrettin Paşa Türbesi
(1541/1542) Mimar Sinan’ın ilk eserleri arasındadır.
443
OSMANLI İSTANBUL'UNUN YAPI BAZINDA MİRASI
20- Rüstem Paşa Türbesi
19- Barbaros Hayrettin Paşa Türbesi
Haseki Hürrem Sultan Külliyesi’nden (1538/1539-1540)
sonraki mimari eseri bu türbedir. Bu bakımdan Barbaros
Hayrettin Paşa Türbesi, Sinan’ın tevarüs ettiği mimarinin
ilk yorum ve uygulamalarındandır. Sinan’ın bu küçük
yapısındaki cephe düzeni tercihi Turgut Cansever’in
ifadesiyle Sinan’ın yeni terkibinin başlangıcıdır:
Beşiktaş’taki Barbaros Hayrettin Paşa Türbesi, her
yüzünde iki pencere bulunan, olabildiğince güçlü, ufkî bir
profille sonlanan gövde ve bu gövdenin üzerindeki sağır
kasnağa oturan sivri bir kubbeden oluşur. Sinan, türbenin
cephelerinde birbirine yakın, eş profillerle çevrelenen
alt ve üst pencereleri bir arada bütünlük oluşturarak
duvar sathını adeta yok edecek şekilde düzenlemiştir.
BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ
Pencerelerin immateriel duvar satıhları içinde yer aldığı
Edirne Bayezid ve İstanbul Sultan Selim camilerine hakim
olan, XV. asır başlarında zirvesine ulaşmış ve olabildiğince
saf olmak şeklinde tezahür eden, mimarî unsurların
geniş, düz, immateriel satıhlar üzerinde şekillenmesini
sağlayarak, tarafsız ifadeleriyle insanda saygı ve güzellik
duygusu uyandırmayı hedefleyen yaklaşımdan farklı
olan bu cephe tasarımı, Sinan’ın Selimiye’ye kadar
uzanan mimarisinde tercih ettiği üslubun başlangıcı
olmuştur. Edirne Bayezid Camii’nin son cemaat yeri
alt pencereleri, narin, ince-uzun yapıdaki keskinlik
ifadesi taşıyan profillerle çevrili olup pencere çevresinin
seviyesi duvar seviyesinden az farkla içeridedir. Seviye
farkının küçüklüğü, hissedilir ölçüde gerilimli bir güç
ifadesi oluştururken, üst pencereler, alt pencerelerin aksı
üzerinde, bir sadelik ifadesi içinde, yukarıya, sonsuza
uzanan armudî kemer biçimleriyle yaygın duvar sathı
içinde bağımsız tezyinî unsurlar olarak yer alırlar.
Armudî kemerin oluşturduğu yanlara doğru şişkin, göğe
yükselirken iki yandan birbirine yaslanıp kavuşarak
keskin bir bitişle tamamlanan üst pencere boşluğunun
tezyinî immateriel yapısı, her iki pencereye de özel bir
kimlik kazandırır.29
29 Turgut Cansever, Mimar Sinan, İstanbul 2005, s. 117.
444
OSMANLI İSTANBUL'UNUN YAPI BAZINDA MİRASI
21- Ferhat Paşa (önde) ve Sokollu Mehmet Paşa Türbesi (sağda)
Özellikle Sinan’ın Barbaros Hayrettin Paşa
Türbesi’den sonra, vefat edene kadar yaklaşık 50 yıl
boyunca inşa ettiği türbelerde Cansever’in bahsettiği cephe
düzenindeki arayışları ve tercihleri, titiz bir araştırmaya
değer önemli bir konudur. Özellikle Sinan’ın yaptığı
Siyavuş Paşa ve Zal Mahmut Paşa türbeleri karşılaştırma
yapmak için benzer ama bir o kadar da farklı yorum
imkânı sunarlar.
Mimar Sinan’ın mimarbaşılık döneminden
başlayıp Davud Ağa döneminde de devam eden ve daha
sonra tekrarlanmayan bir mimari tercih olarak çift
çeperli kubbeli türbeler, İstanbul türbe mimarisinde
en önemli ve izaha muhtaç meselelerin başında
gelmektedir. Bu anlamda, açık-kapalı olma durumu,
kenar sayısı vb. duruma göre çeşitli sınıflandırmalara
tâbi olmuş olan İstanbul türbelerinden; “çift
çeperli eklemlenme”30 tipolojisi olarak adlandırılan
türbeler üzerinde durmakta yarar vardır. Çift çeperli
eklemlenme şöyle tarif edilebilir: Türbenin iç ve dış
olmak üzere iç içe iki ayrı planı, strüktürel kurgusu ve
örtü sistemi vardır; örtü sistemi, çift kubbeden oluşur;
içeriden bakıldığında basık dışarıdan bakıldığında ise
daha yüksek kubbeler söz konusudur. Osmanlı türbe
mimarisinin belki de en ilginç tipolojik grubunu bu
yapılar oluşturmaktadır ve bu, Osmanlı mimarisinde
karşılaşılan yeni bir durumdur. Kabaca kırk yıl içinde
yapılan yedi türbe bu sistemle inşa edilmiştir: Kanunî
Türbesi (1568), II. Selim Türbesi (1577), Zal Mahmut
Paşa Türbesi (1577), Kılıç Ali Paşa Türbesi (1580/1581,
kaynak: A. Kuran; ya da 1586/1587, kaynak: Kitabe),
Şehzadeler Türbesi (1580 ya da 1599’dan önce), III.
Murat Türbesi (1599/1600), III. Mehmet Türbesi
(1608/1609).31
31 Osmanlı mimarlığındaki bu “çift örtü sistemi”, söz konusu türbelerde olduğu
gibi, sadece iç içe iki kubbe biçiminde değildir. Çift örtü sisteminin farklı yapılardaki,
farklı uygulamaları bilinir. Bu uygulamalar dörde ayrılmıştır. Tasnif ve İstanbul’daki
bazı uygulamaları şöyledir: 1) Kubbe üzerinde kubbe (Şehzade Camii’nin köşe
kubbeleri, Süleymaniye Camii’nin yan sahın örtü sistemleri, Kara Ahmet Paşa
Türbesi ve yukarıdaki türbeler); 2) Tonoz üzerinde kubbe (Rüstem Paşa Camii’nin yan
sahınlarında), 3) Mukarnas üzerinde kubbe (Sultan Ahmed Camii’nde), 4) Sahte kubbe
30 Uğur Tanyeli, “Kanuni ve II. Selim Türbeleri Üzerine Bir Değerlendirme”, TAÇ Vakfı
(Edirnekapı Mihrimah Sultan Camii’nin yan sahnında) (Ayrıntılı bilgiler için bkz.
Yıllığı I, İstanbul 1991, s. 83-96; Uğur Tanyeli, “Klasik Osmanlı Dünyasında Değişim,
Gülsün Tanyeli, Kani Kuzucular, “Osmanlı Mimarlığında Çift Örtü Sistemi”, Osmanlı
Yenilik ve ‘Eskilik’ Üretimi”, Afife Batur’a Armağan: Mimarlık ve Sanat Tarihi Yazıları,
Mimarlığının 7 Yüzyılı: Uluslarüstü Bir Miras, ed. N. Akın, A. Batur –ve S. Batur,
ed. A. Ağır, D. Mazlum ve G. Cephanecigil, İstanbul 2005, s. 25-35.
İstanbul 1999, s. 106-111).
BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ
445
OSMANLI İSTANBUL'UNUN YAPI BAZINDA MİRASI
22- Piyale Paşa Türbesi
XVI. yüzyılın ikinci yarısından başlamak üzere
bütün XVII. yüzyıl boyunca devam edecek olan bir yapı
yaptırma alışkanlığı belirmektedir. “Türbeli medrese”
olarak da anılan, caminin yer almadığı ve banilerinin
devlet ricali olduğu küçük külliyelerin ilk örneği
Eyüp’teki Eyüp İsmihan Sultan-Sokullu Mehmet Paşa
Külliyesi’dir32 (1568/1569, 1573). Sokollu Mehmet Paşa
Türbesi (1568/1569) yer seçimi ve mimari nitelikleri
bağlamında külliyenin en hâkim konumunda yer
almaktadır. Bu yüzyıllarda içerisinde cami olan rical
külliyelerinin son örneğini ise Cerrah Mehmet Paşa
Külliyesi (1593-1594) oluşturmaktadır. Eyüp’teki örneğin
içerik bakımından bir nevi “prototip” olduğu türbeli
medreseyi sırasıyla Gazanfer Ağa Külliyesi (1593-1596),
Koca Sinan Paşa Külliyesi (1593-1594), Hadım Hasan
Paşa Külliyesi (1595), Kuyucu Murat Paşa Külliyesi
(1606/1607-1609), Ekmekçizade Ahmet Paşa Külliyesi
(1606-1618’den önce), Haseki Bayrampaşa Külliyesi
(1635), Köprülü Mehmet Paşa Külliyesi (1660/1661),
Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Külliyesi (1681-1691)
ve Amcazade Hüseyin Paşa Külliyesi (1695-1702)
izlemektedir. Yakıştırılan isimlerinden de anlaşılacağı
gibi türbe bu tip külliyelerin başat mimari elemanıdır.
Bu noktada rical açısından türbe yapılarının ölümden
sonra görünür olma isteğinin en belirgin aracı hâline
gelmiş olduğu söylenebilir. Çoğu Divanyolu’nda bulunan
bu türbeler ve hazireleri ile ilgili bir yorum şöyledir:
Medrese-türbe kombinasyonu, paşaların XVI.
yüzyıl sonundan XVIII. yüzyılın ortasına kadar
yaptıkları bağışların yeni gelişen tipik formuydu ve
Divanyolu’na belirli bir karakter verdi. Türbeler,
paşa aileleri ile yakın çevrelerinin mezarlıklarıyla
kuşatılmıştı ve kimi zaman bunlara sebil ve çeşmeler
de eşlik ediyordu. Bazı önemli vezir ailelerinin eksenin
merkezi kısmındaki hakimiyetleri ve temsilci statülerini
mimari vasıtasıyla koruma yetenekleri etkileyicidir.
Köprülü, Çorlulu, Merzifonlu ya da Amcazadeler’in
türbe ve hazireleri olmaksızın, Divanyolu mimari ve
mekansal bakımdan ulaştığı konuma gelemezdi. Bir
veziriazamın rütbesi indirilebilir (neredeyse hepsinin
başına gelebilir), hatta boynu vurulabilir (birçoğunun
başına geldi), konak ve yalılarına el konulabilirdi.
Yine de türbesi ve oğullarının, ailesinin, yakınlarının
mezarları hep olduğu yerde kalacak ve kent dekorunu
belirleyecekti.33
32 “Türbeli medrese”lerle ilgili daha ayrıntılı bilgiler için bu bölümdeki şu makaleye
bkz. Halil İbrahim Düzenli, “XVI-XVII. Yüzyıl İstanbul Mimarisi” .
BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ
33 Maurice Cerasi, Divanyolu, çev. Ali Özdamar, İstanbul 2006, s. 71.
446
OSMANLI İSTANBUL'UNUN YAPI BAZINDA MİRASI
Dıştan onaltıgen içten sekizgen planlı, sivri
kubbeli büyük bir yapı olan, dış tezyinatı bakımından
önemli Divanyolu’ndaki Koca Sinan Paşa Türbesi (1595);
Bozdoğan Kemeri’nin hemen yanında yer alan, medrese
duvarına bitişik onikigen planlı, kasnaksız kubbeli bir
türbe olan Gazanfer Ağa Türbesi (1596); Divanyolu’nda
külliyenin köşe noktasında yer alan kare tabanlı, sebil ile
birleşmiş, çift sıra pencereli ve kubbeli, nispeten küçük bir
yapı olan Kuyucu Murat Paşa Türbesi (1606/1607-1609);
yine Divanyolu’nda kare tabanlı kubbeli, kesme taştan inşa
edilmiş olan Ekmekçizade Ahmet Paşa Türbesi (1606-1618)
XVI. yüzyıl sonu, XVII. yüzyıl başının medreseli, dikkate
değer türbeleridir. Bayram Paşa Türbesi (1634/1635)
ise zaten külliye içeriği ve niteliği olarak diğerlerinden
ayrılan yapı topluluğunun içinde külliyenin genel
yerleşim planındaki sebille bitişik köşe medreseye göre 45
derecelik açılı konumu, kubbeli ve dört köşede yarım köşe
kubbeleri, üç eyvanlı ve giriş revaklı kare tabanlı planı ve
de muntazam cephe düzeniyle farklı bir örnektir.
XVII. yüzyılın ilk çeyreğinde Üsküdar’da, Aziz
Mahmut Hüdayî Tekkesi yakınında, kare tabanlı ve
kubbeli olarak kesme taştan inşa edilen Halil Paşa
(ö. 1630) Türbesi, âdeta bir türbe kompleksi gibidir. Eğimli
bir arazide kot farkından kaynaklı olarak alt katında
bir çeşme ve sebil bulunur. Birinci türbeden daha sonra
yapıya bitişik olarak sağ tarafına Halil Paşa’nın oğlu
Mahmud Bey’in metfun olduğu aynı üslupta ikinci bir
türbe yapılmıştır. Giriş revakı, muntazam bir şekilde
düzenlenmiş iki sıra pencereli cepheleri ve sekizgen
kasnağa oturan tromplu kubbesi ile bu “türbe kompleksi”
diğer türbelere kıyasla atipik bir örnektir.34
XVII. yüzyıl türbeleri ile ilgili şu yorum meseleyi
biçimsel açıdan özetlemektedir:
Biçim açısından ele alındığında, türbelerde çok
çeşitlilik olduğu gözlenmektedir: 4, 6, 8, 12, 16gen plan
düzeni üzerine kurulan prizmatik altyapılarda, köşe
sütunları, iki ya da üç katlı pencere düzenleri, mermer
kaplama, taş işçiliği önemlidir. Planimetrik kuruluşun
zaman içindeki değişimi şöyledir: XVI. yüzyıl sonu,
XVII. yüzyıl başında alt yapısı altı ve daha fazla olan
türbeler revaçtadır …bu türbelerde iç ve dışta eş yada
farklı sayıda kenarlı olma gibi ilgi çekici düzenlemeler
vardır. İç koridorlu türbe geleneğinin son iki örneği
III. Murad ve III. Mehmed türbeleri de bu dönemin
ürünleridir. 1610’lardan başlayarak, XVII. yüzyıl
boyunca daha çok dört kenarlı türbeler yapılmıştır:
Kuyucu Murat Paşa, Ekmekçioğlu Ahmet Paşa, Halil
34 Ayrıntılı bilgi için bkz. Çobanoğlu, “Halil Paşa Türbesi”, s. 513.
BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ
23- Kılıç Ali Paşa Türbesi
Paşa, Nakkaş Hasan Paşa, Güzelce Ali Paşa türbeleri
gibi kare plandan geliştirilen eyvanlı düzenlemeler de
bu dönem için karakteristik kabul edilebilir. Sultan
Ahmet ve Turhan Valide Sultan türbelerinde tek yönde
olan eyvan, Destarî Mustafa Paşa Türbesi’nde iki yönde,
Bayram Paşa Türbesi’nde ise üç yönde uygulanmıştır.
Tek ve üç yönlü eyvanlı mekanların aynı dönemin
köşk yapılarında da kullanılması dikkate değer bir
benzerliktir. XVII. yüzyıldan önce geçerli olan şemalara
bağlı olan sınırlı sayıda örnekler iki grupta toplanabilir.
Sekizgen planlı altyapı uygulamasına tek örnek I.
İbrahim’in gözdelerinden Şekerpare Hatun için Eyüp’te
yapılan türbedir. Yüzyıl başında Şehzade Mahmut ve
ikinci yarısında Köprülü Mehmet Paşa ve Edirne’de II.
447
OSMANLI İSTANBUL'UNUN YAPI BAZINDA MİRASI
24- Bosnalı İbrahim Paşa Türbesi
Ahmet’in şehzadeleri için yapılan açık türbeler, bu türün
günümüze ulaşan örnekleridir.35
XVII. yüzyılda karşımıza iki türbe daha
çıkmaktadır ki, bunlar azametleri/büyüklükleri ile
bir türbe yapısı olmaktan çok öte anlamlar ifade
etmektedir. Bu iki yapı Sultanahmet’te I. Ahmet Türbesi
(1619) ve Eminönü’nde Hatice Turhan Valide Sultan
Türbesi (1663)’dir. İki türbe de âdeta ortalama bir cami
büyüklüğündedir. I. Ahmet Türbesi’nde 36 sanduka,
Hatice Turhan Valide Sultan Türbesi’nde 44 sanduka
bulunmaktadır. İki türbede toplam 8 Osmanlı padişahı
metfundur. I. Ahmet Türbesi’nde I. Ahmed’den başka
II. Osman ve IV. Murad; diğerinde ise IV. Mehmet,
III. Osman, II. Mustafa, III. Ahmed ve I. Mahmud’un
mezarı vardır. Her iki türbe de XVII. yüzyılın iki büyük
külliyesinin mimari bileşenleridir. Yine her ikisi de kare
tabanlı ve giriş revaklı olarak mermerden inşa edilmiştir
Hatice Turhan Valide Sultan Türbesi’nin kubbe çapı
15 m’den büyüktür ve bu özelliğiyle en büyük hanedan
türbesidir. Kare tabanlı ana hacme ek olarak 5,57x3.02
m ölçülerinde ikinci bir kapalı mekânı vardır ve bir giriş
revakı bulunmaktadır.36 Ana kubbeli mekânı 14,77x14.78
m ölçülerinde olan I. Ahmet Türbesi’nin diğer plan
özellikleri de Valide Sultan Türbesi’yle hemen hemen
aynıdır. Her iki türbenin duvarlarında üç sıra pencere
dizisi görülmektedir. Fakat bu pencerelerin sayısı,
dizilimi ve boyutları farklılık göstermektedir. I. Ahmet
Türbesi’nin orta sıradaki pencereleri oldukça büyüktür
ve her üç sıradaki pencereler birbirlerine göre asimetrik
yerleştirilmişlerdir. Özetle, iki türbe arasındaki en
önemli fark cephe düzenlerindedir. Kendilerinden
önceki diğer hanedan türbelerinden ise kare tabanlı
büyük boyutlarıyla ve cephe düzenleriyle ayrışırlar.37
36 Doğan Kuban, “Yeni Cami Külliyesi”, DBİst.A, VII, 467.
35 Zeynep Nayır, Osmanlı Mimarlığında Sultan Ahmed Külliyesi ve Sonrası, İstanbul
37 Karşılaştırma için bkz. Nayır, Osmanlı Mimarlığında Sultan Ahmed Külliyesi,
1975, s. 256-257.
s. 86-87, 159-160.
BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ
448
OSMANLI İSTANBUL'UNUN YAPI BAZINDA MİRASI
XVIII. yüzyılla birlikte tartışmalı bir başlık olsa da
“Batılı üslupların etkili olduğu türbeler”den bahsedilir.
Nuruosmaniye -Şehsuvar Sultan- Türbesi’nden (1755)
Sultan V. Mehmet Reşat Türbesi’ne (1913/1914-1918)
uzanan yaklaşık 160 yıllık süreçte inşa edilen belli başlı
20 türbe bu anlamda zikredilebilir. XVIII. yüzyılla birlikte
türbe mimarisinin şekillenmesinde mimarların biçimsel
tercihlerinin daha etkili olmaya başladığı söylenebilir. Bu
anlamda bilinebilen mimarlarıyla birlikte XVIII-XIX ve
XX. yüzyıl İstanbul türbeleri kronolojik olarak şu şekilde
sıralanabilir: 1) Nuruosmaniye -Şehsuvar Sultan- Türbesi
(1755, Mimar Mustafa Ağa-Simon Kalfa); 2) Sultan III.
Mustafa ve III. Selim Türbesi (1763, Başmimar Mehmed
Tahir Ağa); 3) Aynü’l-Hayat Kadın Türbesi (1764?); 4)
Fatih Sultan Mehmet Türbesi (1766/1767, Başmimar
Mehmed Tahir Ağa); 5) Sultan I. Abdülhamit Türbesi
(1780, Başmimar Mehmed Tahir Ağa); 6) Mihrişah Valide
Sultan Türbesi (1793-1796, Başmimar Mehmed Arif Ağa);
7) Şah Sultan Türbesi (1800/1801, Mimar İbrahim Kâmil
Ağa); 8) Nakşıdil Valide Sultan Türbesi (1817/1818);
9) Sultan II. Mahmut Türbesi (1839/1840, Garabed
Balyan); 10) Hüsrev Mehmet Paşa Türbesi (1839?); 11)
Prens Sabahattin-Halil Rıfat Paşa Türbesi (1800ler?);
12) Adile Sultan (1849); 13) Sultan Abdülmecit Türbesi
(1855, Garabed Balyan); 14) Mustafa Reşit Paşa Türbesi
(1858, Gaspare Fossati); 15) Gülustu Valide Sultan Türbesi
(?); 16) Keçecizade Fuat Paşa Türbesi (1868/1869?); 17)
Mahmut Nedim Paşa Türbesi (1883?); 18) Gazi Osman
Paşa (1900, Mimar Kemaleddin Bey); 19) Şeyh Zafir
Türbesi (1905/1906, Raimondo d’Aronco); 20) Sultan V.
Mehmet Reşat Türbesi (1914-1918, Mimar Kemaleddin
Bey).
Yukarıdaki 20 türbe ve 160 yıllık süreçte yapılmış
diğer türbeler literatürde çeşitli üsluplarla ifade
edilmekte, bazen birkaç üslup birlikte zikredilmektedir.
Barok, neoklasik, ampir, oryantalist, art nouveau, millî
mimari bunlardandır. Bu tür çok çeşitli üsluplar ve
seçmecilikler şeklindeki sızdırmaz kategoriler türbe
mimarisini tanımlamakta yetersizdir.38 Diğer taraftan,
bazı örneklemeler yapılacak olursa, kavramların yaygın
kullanımlarıyla, Nuruosmaniye ve Nakşıdil Valide Sultan
türbelerinde barok üslubun, II. Mahmut ve Abdülmecit
türbelerinde ampir üslubunun, Keçecizade Fuat Paşa
Türbesi’nde oryantalist üslubun, Şeyh Zafir Türbesi’nde art
nouveau üslubunun, Gazi Osman Paşa ve V. Mehmet Reşat
38
türbelerinde millî mimari ya da neoklasik seçmeci tarzın
izlerini baskın olarak görmek mümkündür. Fakat, XVIII.
yüzyılın ikinci yarısıyla birlikte İstanbul türbe mimarisinde
bir üslup bütünlüğü aramak nafiledir. Kesin olan şudur
ki, Nuruosmaniye Türbesi bir başlangıç kabul edilirse,
bundan sonraki türbeler XV-XVI ve XVII. yüzyıllardaki
biçim tercihlerinden farklıdır ve Batı Avrupa’da yaygın olan
biçimsel tercihlerle daha yakından ilişkilidir.
Yukarıda bazılarına değinilen İstanbul türbelerine
toplu olarak bakıldığında, kent içindeki dağılımları dikkat
çekmektedir. Elde bulunan bir istatistiğe göre İstanbul
Türbeler Müze Müdürlüğü’ne bağlı 120 türbenin ilçelere
göre dağılımı şu şekildedir: Fatih’te 70 (34’ü bugün idari
olarak Fatih’e katılmış olan Eminönü’nde olmak üzere),
Eyüp’te 27, Üsküdar’da 11, Beyoğlu’nda 6, Beşiktaş’ta
3, Zeytinburnu’nda 2 ve Beykoz’da 1.39 Bu istatistik 120
türbe ile sınırlı olsa da bu yazıya konu olan yaklaşık 180
civarı türbe dağıtıldığında oranlar değişmeyecektir. Türbe
yapıları bakımından Fatih, Yavuz Sultan Selim, Beyazıt,
Şehzade külliyeleri ve Ayasofya bahçesi en fazla türbeyi
barındıran mekânlardır. Ayrıca Fatih’te Divanyolu, Eyüp’te
“Cülus yolu” olarak bilinen akslar İstanbul türbelerinin
görsel olarak gündelik yaşama dâhil oldukları kent
mekânları olarak belirmektedir.
Söz konusu 20 türbe hakkında ayrıntılı bilgiler ve yorumlar için bkz. Ali Ziyrek,
“Batı Mimari Üsluplarının Osmanlı Türbe Mimarisine Yansıması: 1755-1914”, yüksek
39 Pur, “İstanbul Türbeler Müzesi Müdürlüğü’ne Bağlı Bulunan İstanbul’daki
lisans tezi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, 2004.
Türbelerin Listesi”.
BÜYÜK İSTANBUL TARİHİ
449
OSMANLI İSTANBUL'UNUN YAPI BAZINDA MİRASI